ETNOĞRAFYA MÜZESİ (GÜPGÜPOĞLU KONAĞI) – KAYSERİ
Kayseri evlerinin en eskisi ve en iyi korunanı olan Güpgüpoğlu Konağı’nın 1419-1497 yılları arasında inşa edildiği düşünülmektedir. 1649 yılında Kayseri’ye gelen Evliya Çelebi seyahatnamesinde bu konaktan bahsetmektedir. Konak, sonradan yapılan ilavelerle bugünkü haline gelmiştir. Yapı 1976 senesinde Kültür Bakanlığınca kamulaştırılmış, Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir. Konağın haremliği ve selamlığı olan doğu kısmı, Etnografya Müzesi’nin taşınması ile 1998 yılında ziyarete açılmıştır.
Kayseri evlerinin en eskisi olan Güpgüpoğlu Konağı’nın avlusunda bulunan, surların iç yüzündeki yuvarlak kemerli desteklerin arasına konumlandırılmış çeşmesi dikkat çekicidir.
ETNOĞRAFYA MÜZESİ
1969 yılında Arkeolojik eserlerin Gültepe Mahallesindeki yeni yapılan binaya taşınmasından sonra, Hunat Hatun Medresesinin, restorasyon çalışmaları tamamlanıp 06 Mart 1983 tarihinde Etnografya Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Daha sonra Bakanlık emirleri gereğince Medrese boşaltılarak Vakıflar Bölge Müdürlüğüne teslim edilmiştir. Güpgüpoğlu Konağının doğusunda yer alan ve binaya sonradan ilave edilen Selamlık Bölümüne, Etnoğrafik eserler taşınmış, teşhir ve tanzim işlemleri tamamlandıktan sonra 18 Mayıs 1998 tarihinde Etnografya Müzesi ziyarete açılmıştır. Müze, binanın ikinci katındadır ve taş basamaklı ahşap korkuluklu bir merdiven ile çıkılmaktadır. Odalar orta hol çevresinde düzenlenmiştir. Holün kuzeyinde yarı açık bir köşk vardır. Holün doğusundaki büyük odada cam, çini, ahşap ve madeni eserler, ikinci odaya giriş koridorunda ateşli, kesici ve delici silahlar ile erkek kıyafetleri; ikinci küçük odada ise kadın süs eşyaları ile kadın kıyafetleri sergilenmektedir. Holün güneyinde girişte yer alan büyük odada İslam Devletlerine ait sikkeler kronolojik bir sıra halinde, diğer küçük odada ise el yazma Kuran-ı Kerimler, yazı takımları ve icazetnameler yer almaktadır. Holün batısındaki büyük oda da bakır ev eşyaları, halı ve kilimler sergilenmektedir.
Yarı açık köşkte Türkmen Çadırı, Selçuklu ve Osmanlı Dönemine ait küpler; bahçede ise İslami mezar taşları ve taş tezyinat parçaları teşhir edilerek ziyarete sunulmuştur.
1983 tarihinde Hunat Hatun Medresesi’nde kurulmuş, 1997 yılında Cumhuriyet Mahallesi, Tennuri Sokağı’nda bulunan 1419-1497 tarihleri arasında yapılmış ve XVIII. Yüzyıla kadar yapımı devam eden Güpgüpoğlu Konağına taşınmıştır. Konağın bir bölümü Osmanlı evlerini yansıtan düzende sergilenmiş, diğer bölümleri ise, Etnografya Müzesi olarak hizmet vermekte olup, Selçuklu ve Osmanlı Dönemine ait Türk İslam eserleri sergilenmektedir. Etnografya Müzesi’nde; çini, ve seramikler, çeşitli silahlar, ahşap ve madeni eşyalar, yazma eserler, halı ve kilimler, kadın erkek kıyafetleri, takı ve süs eşyaları sergilenmektedir.
GÜPGÜPOĞLU KONAĞI
İlimiz, Melikgazi İlçesi, Cumhuriyet Mahallesi, Tennuri Sokak, 16 pafta 193 ada,93 parselde yer alan bina, 1976 yılında Kültür Bakanlığınca kamulaştırılmış ve Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir. Daha sonra yapılan restorasyon çalışmalarından sonra konağın batı tarafı 18 Mayıs 1995 günü teşhir ve tanzimi yapılarak Müze-Ev olarak ziyarete açılmıştır.3 yıl sonra Bakanlık emirleri gereğince, daha önce Hunat Medresesinde bulunan Etnografya Müzesi 18 Mayıs 1998 tarihinde konağın doğu kısmı ikinci katına taşınarak hizmet vermeye başlamıştır. Konak, Selamlık ve Haremlik olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. Bugün girişte sağ tarafta bulunan Haremlik Bölümü Müze-Ev olarak, sol tarafta bulunan Selamlık Bölümü de Etnografya Müzesi olarak kullanılmaktadır.
Selamlık Bölümü: Haremlikten daha sonra yapılmıştır. Doğuda dış kale duvarlarına yaslanır ve iki katlı yoğun bir kitleye sahiptir. Alt katı hayvanlara ve onların yiyeceklerinin depolanmasına ayrılmıştır. Üst kat, dışarıdan çıkılan ağaç korkuluklu taş bir merdivenle ulaşılan bir orta hol çevresinde düzenlenmiştir. Hol kuzey yanda yarı açık bir köşk, doğuda bir selamlık odası ve batıda bir kabul salonu ile çevrelenir. Bu odaların duvar ve tavanları ahşap süslemelerle kaplıdır. Üst katın güneyinde bir tokana, bir hizmetçi odası, bir servis holü ve kahve ocağı adı verilen bir mutfak vardır.
Haremlik Bölümü: Kayseri’nin diğer evlerinde de olduğu gibi haremlik bölümü üç ana mekândan oluşur. Bu kısımlar Sofa, Harem Odası ve Tokana’dır. (ana mutfak) Sofa; ana mekân düşünülerek, diğer odalar bunun çevresinde gelişmiştir. Sofanın doğusunda “Harem Odası”, batısında “Tokana” güneyinde büyük bir “Ambar ve Hizmetçi Odası” yer alır. Tokananın kuzeyinde kadın konuklar için eve sonradan eklenen bir kabul (veya misafir) odası vardır. Misafir odasının batısında, kahve odası olarak adlandırılan bir mutfak ve ona bitişik bir açık köşk yer alır. Buradaki köşk, ahşap kolonlar üzerine yükselen ahşap bir çatıdan oluşur. Kolonlar ince uzun, tavan işlemelidir. Köşkün önünü, dekoratif taşlarla yapılmış bir havuz süsler. Avlu taş kaplıdır. Bunlardan başka haremlik bölümünde bir de hamam yer almaktadır.
Sofanın avluya bakan dış görünüşü diğerlerinden daha yüksektir ve Urfa-Diyarbakır-Mardin evlerini andırmaktadır. Sofa cephesi simetriktir; kapı ve pencereleri korniş şeklindeki kabartmalarla çerçevelere alınmıştır. Kapının iki yanında dekoratif birer girinti vardır. Kapı ve pencere kemerleri belki Mısır etkisiyle beyaz ve siyah taşların süs oluşturacak şekilde kullanılmasıyla yapılmıştır. Kapıda iki pencerelerde birer kemer kullanılmıştır. Pencere üstlerine ayrıca birer motifli beyaz taş yerleştirilmiştir.
Evin Tarihi: Evin eski orijinal bölümleri 1419 ile 1497 yılları arasında yapılmış, ekleme ve değişiklikler 18.yüzyıla kadar devam etmiştir.
KAYNAK: KAYSERİ İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ