SİVRİHİSAR – ESKİŞEHİR
Sivrihisar, Eskişehir’in en büyük ilçesidir. Nasreddin Hoca, Yunus Emre, Aziz Mahmut Hüdai, Hızır Bey gibi çok önemli Türk büyüklerinin bu ilçeden çıktığı iddia edilmektedir. Ankara’ya 120 km. Eskişehir’e 90 km. uzaklıktadır. 1926’dan önce Ankara’nın ilçesiydi.
Sivrihisar 1289 tarihinde Osmanlı hâkimiyeti altına girdi. Bir müddet sonra, Osman Bey Sivrihisar’la birlikte bütün Eskişehir çevresinin idaresini kardeşi Gündüz Beye vermiştir.
İlçe merkezi, Ankara, Eskişehir ve İzmir karayollarının kesişme noktası üzerindedir. Çal Dağı’nın uzantısı olan volkanik bir kaya kütlesinin eteğinde, gökyüzüne doğru yükselen sivri kayalıklarıyla dikkat çeker. İlçeye ismini bu kayalıklar vermiştir. Kayalıkların Hisarönü-Balkayası mevkiinde Eskişehir Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü’nce boyalı kaya resmi tespit edilmiştir. Kaya yüzeyine kırmızı boya ile at, insan ve köpek figürlerinden oluşan bir sahne resmedilmiştir.
Turizmde marka kent olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Sivrihisar, Eskişehir’in en büyük ilçesidir. Çal dağının uzantısı olan volkanik bir kaya kütlesinin eteğinde, gökyüzüne doğru yükselen sivri kayalıklarıyla dikkat çeker. Ankara, İzmir ve Eskişehir yollarının kesişme noktasındadır. Eskişehir’e 100, Ankara’ya 135, Afyonkarahisar’a 120, İzmir’e 448, İstanbul’a 427, Çanakkale’ye ise 520 kilometre uzaklıktadır.
Tarihi, kültürü, doğası ve turizmiyle Nasreddin Hoca’nın da dediği gibi Dünyanın Merkezi olan SİVRİHİSAR, Özgün mimari dokusu, tarihi eserleri, önemli şahsiyetleri, kültürel değerleri, doğa sporları, doğal ve yaban hayatı, endemik türleri içeren flora ve faunasıyla, keşfedilmemiş bir turizm beldesidir. Tarihi yolların kesişme noktasında Friglerden, Romalılardan, Selçuklulardan, Osmanlılardan devraldığı birçok miras ile ziyaretçilerin ilgisini çeker Sivrihisar.
Ünlü kral yolunun geçtiği ve Kibele tapınağının bulunduğu Pessinuss, üç kıtadan kuşların konakladığı Balıkdamı Kuş Cenneti. Anadolu’nun en büyük ikinci kilisesi Ermeni Kilisesi Surp Yerortuyun ve başta Anadolu’nun en büyük ahşap direkli Camilerinden Ulu Cami olmak üzere onlarca tarihi camii, mescit, çeşme, hamam, eski mahallelerde zamanın donup kaldığı hissini verecektir.
İncili küpesi, cebesi, 5 bacalı kilimi ve asırlar boyu çeşitli uygarlıkların uğrak yeri olması nedeniyle Sivrihisar zengin mutfak kültürünün özelliklerini taşımaktadır.
Keşfetme arzusu ile yollara düşmüş olanların, gezginlerin, yepyeni tatlar peşinde olanların, tarihin ayak izlerinden yürümek isteyenlerin ve huzur arayanların durağıdır Sivrihisar.
Sivrihisar İlçesi İç Anadolu Bölgesinin Kuzeybatı bölgesinde yer alır. Kuzeyden Karadeniz, Kuzeybatıdan Marmara, Batı ve Güneybatıdan da Ege coğrafi bölgeleri ile komşudur.
Arazilerinin büyük bir kısmı ova görünümünde ise de, yer yer yüksek dağ ve kayalıklar arazide düzlüğü bozmaktadır. En önemli yükseltiler Sivrihisar dağlarıdır. Bu dağların en yüksek olanı Çal dağıdır. Diğer önemli dağ ve tepeler ise Arayıt dağı, Boztepe, Büvelik Tepe ve Yediler Tepesidir. İlçemizin başlıca akarsuyu Sakarya nehridir.
MÖ 5000-3000 KALTOLİTİK ÇAĞ
Kalkolitik Çağ’a tarihlenen bu resim sadece Sivrihisar yöresinde değil, şimdilik Orta Anadolu’da bilinen ilk ve tek örnek olması bakımından önemlidir. Arkeolojik araştırmalar Sivrihisar yöresinin Tunç çağları boyunca yoğun olarak iskân edildiğini gösterir. Bölge, Demir Çağı’nın güçlü krallığı Frigler’in de ana yerleşim sahasıdır. Sivrihisar dağlarının kayalık yamaçlarında Frig yerleşmesi ve kaya anıtlarına ait güzel örnekler vardır. Frig kralı Midas tarafından kurulan Pessinus (Ballıhisar) kenti buradadır. Dönemin ünlü Pers Kral Yolu ilçe sınırları içinde Pessinus’tan geçer.
MÖ 1.YY-MS 15.YY BİZANS VE ROMA İMPARATORLUĞU DÖNEMLERİ
Roma ve Bizans döneminde ticari ve askeri önemini korur. İlçe merkezinin kuzeybatısındaki kale ve eteklerindeki yerleşmenin bu dönemdeki adı Spaleia ‘dır. Sivrihisar, 1074 yılında Selçukluların hâkimiyeti altına girer. Bu dönemde Karahisar adını alan ilçede bir imar hamlesi başlar, birçok camii, medrese, hamam gibi yapılar inşa edilir.
14.YY VE SONRASI ANADOLU SELÇUKLU İMPARATORLUĞU SONRASI
Anadolu Selçuklu Devleti’nin 1308’de yıkılmasından sonra İlhanlılar’ın kontrolüne giren bölge, bu devletin Anadolu’da etkisinin azalmasıyla bağımsızlıklarını ilan eden Türkmen beyliklerinden, merkezi Kütahya’da olan Germiyanoğulları beyliği sınırları içinde kalmıştır. Sultan I. Murad zamanında Ankara vilayetinin merkez sancağına bağlı bir kazadır. 1915 Yılında Eskişehir’e bağlanır.
I. Dünya Savaşı’ndan sonra Yunan işgaline uğrayan ilçe toprakları, 20 Eylül 1921 de işgalden kurtulur.
KİBELE’NİN BÜYÜK TAPINAĞI
Hristiyanlığın yayılışına kadar, dini inanışın temeli olan ve yeryüzündeki bütün varlıkların doğurucusu olarak bilinen ulu ana tanrıça Kibele’nin büyük tapınağı Sivrihisar sınırları içerisinde. Geçmişi M.Ö 3500’lere dayanıyor. Ana Tanrıça, şehir ilkbahara girerken, büyük tapınağı ziyarete gelenlerle birlikte diz çökerek ve kollarını açarak Arayit Dağı arkasından sabahın ilk ışıklarını beklermiş. İlkbaharda bitkilerin yeni baştan canlanışı kutlanır ve vahşi musikinin kışkırtıcı ezgileri duyulurmuş.
Pessinus’u ortaya çıkarmak için ilk kazı çalışmaları 1967 yılında yapılmaya başlandı. Çalışmaları Belçika’dan Gant Üniversitesi yürütüyor. Mabet, tiyatro, çarşı, nemropol, mermer su kanalları ve bir kısım bina temelleri ortaya çıkarılmış. Helenistik ve Roma çağına ait olan bu yapılardan yalnızca mabet kalıntıları Frig uygarlığına kadar uzanıyor.
Eti ve Frig uygarlıkların yanı sıra Roma, Bizans ve Anadolu Selçuklu gibi önemli uygarlıklara da ev sahipliği yapan Sivrihisar’da, bu dönemlere ait kalıntılar da var.
67 AĞAÇ SÜTUNLU ULU CAMİ
İlçedeki en önemli eserlerden biri, şehir merkezindeki Ulu Cami. 1275 yılında Mevlana’nın müritlerinden Eminiddin-i Mikail tarafından yaptırılan yapı, Anadolu’nun en büyük ahşap direkli camilerinden. Çatısını 67 adet ağaç sütun tutuyor. Çeşitli geometrik şekillerin ahenkli bir birleşiminden oluşan minberi ise şaheser sanat eseri olarak nitelendiriliyor.
Ulu Cami’nin kuzeyine düşen ve 1327 – 1328 yılları arasında Melik Şah tarafından, kardeşi Sultan Şah için yaptırılan Alemşah Kümbeti, Anadolu Selçukluları’ndan Necibiddin Mustafa’nın karısı adına yaptırdığı Hoşkadem Camii ve 1492 yılında Şeyh Baba Yusuf tarafından yaptırılan Kurşunlu Camii şehrin diğer önemli tarihi eserleri.
NASREDDİN HOCA’NIN DOĞDUĞU ŞEHİR
Sivrihisar şehirle bütünleşmiş ve ilçenin medar-ı iftiharı olan Nasreddin Hoca’nın da doğum yeri. Türk halk mizahının büyük filozofu Nasreddin Hoca, 1208’de Sivrihisar’ın Hortu Köyü’nde doğdu. Mahallenin adı 1999’da Nasreddin Hoca olarak değiştirildi. Hoca’nın evi hâlen burada varlığını sürdürüyor. İki katlı ev, belediyeden anahtarı alınarak gezilebiliniyor. Hortu Köyü Sivrihisar’a 26 kilometre uzaklıkta.
Mahallede, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bir de temsili Nasreddin Hoca evi yaptırılmış. Bu ev de halka açık.
Hoca’nın doğduğu evin Sivrihisar’da, türbesinin ise Akşehir’de bulunması iki ilçe arasında, Hoca’yı sahiplenme yönünde, sürekli bir tartışma ve gerginlik konusu olmuş. Sivrihisar Belediye Başkanı Yaşar Yurtdaş, şair Arif Nihat Asya’nın şu dizeleri ile aradaki buzları eritmek istediğini söylüyor: ‘Bir beşik kalmış Sivrihisar’da. Akşehir’de bir mezar. Sayesinde akraba olmuşlar Akşehir’le Sivrihisar.’
ANADOLU’DAKİ İLK BAKANLAR KURULU
Bakanlar Kurulu Anadolu’da ilk kez Sivrihisar Zaimağa Konağı’nda, Atatürk’ün katılımıyla toplanmış. Konak, şehrin merkezinde yer alıyor. Restorasyon için Kültür ve Turizm Bakanlığı çalışmalara başlamış. Sivrihisar’da tarihi yapıların büyük bölümü şehir merkezi etrafında yapmıştır. Çok fazla gayret sarf etmeden hepsini gezip görebilmek mümkün. Eğer gelmişken biraz da spor yapalım diyorsanız, ilçenin sivri kayalıkları tırmanmak için ideal. Kayalıklar üzerindeki Kayasaat’e tırmanarak buradan bölgeye kuşbakışı bakabilirsiniz.
ULAŞIM
Ankara, İzmir ve Eskişehir yollarının kesişme noktası olan Sivrihisar; Afyonkarahisar’a 120, Eskişehir’e 100, Ankara’ya 135, İstanbul’a 427, İzmir’e 448, Çanakkale’ye ise 520 kilometre uzaklıkta. İlçenin kendisine ait Sivrihisar birlik otobüsleri bulunmaktadır. Fakat yol üzerinde bulunduğu için Ankara’dan ve Eskişehir’den kalkan şehirlerarası otobüslerle Sivrihisar’a gidilebilir.
YEMEKLERİ
Geleneksel yiyeceklerinin başında, arabaşı gelir. Un, tuz ve suyla yapılan ve tepsilere dökülüp soğuduktan sonra dilimlenen hamuru vardır. Yağlı tavuk ya da horoz suyu kaynatılarak içine limon, tuz, kurutulmuş biberle hazırlanan arabaşı suyu vardır. Hamur dilimleri tahta kaşıkla kaynar tavuk suyuna daldırılır ve yutulur. Hamuru suya kaçıran helva alır. Ayrıca buranın bir de “Bazlama” denilen ekmeği meşhurdur, bazlamanın pidesi de yapılır. Sivrihisar’ın aynı zamanda bamya çorbası, kelem (lahana) dolması ve un helvası meşhurdur. Bunun yanında meşhur bulgur pilavını ve yaprak sarmasını da unutmamak gerekir. Yaprak sarması ve kelem dolması “dene” ile yapılmaktadır. Dene: Bulgurun çok daha incesi. Ayrıca pırasa dolması, limonla birlikte servis edilirse mükemmel olur. Ama o da Kepen’in pırasasıyla olunca harikadır. Bir de Koçaş mahallesinin patlıcanını da unutmamak gerekir.
KAYNAK: SİVRİHİSAR BELEDİYESİ