22 Aralık 2024
Camiler

PAŞA CAMİİ ve PAŞA HAMAMI – AKHİSAR / MANİSA

 (İ. S. 1469) yılında Sarı Ahmet Paşa adına yapılmış, revaklı, ferah önemli bir Osmanlı dönemi eseridir. Caminin girişi üzerinde yer alan yazıtta, 1005 H. /1469 M. yılında Sarı Ahmet Paşa tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Bir külliye içerisinde yer alan caminin yanında vakfa ait bir imaret (Aş evi), bir hamam, dükkânlar, taş medrese ve birde kervansaray vardır.

  Ayrıca Sarı Ahmet Paşa’nın imaret, hamam ve vakfa gelir getirmek amacıyla yapılmış dükkânları bulunmaktadır.

   İ. S. 1671 de Akhisar’ı ziyaret eden Türk Seyyahı Evliya Çelebi tuttuğu notlarında şöyle bahsetmektedir:

  Paşa cami ve hamamı önünde bir geniş meydanda ulu çınar ağaçları vardır, bunların altında 500 kişi oturup kahve içerler altına asla güneş etki etmez, bütün dostlar burada oturup tavla ve SANTRANÇ oynarlar.

   Giriş kısmı revaklı, Osmanlı sanatını yansıtan bir mimariye sahiptir. Sütunsuz kemerler üzerine oturmuş tek bir kubbesi bulunan caminin, diğer camilerden farklı bir özelliği, biri sağ diğeri sol tarafta olmak üzere iki namazgâhının olmasıdır. Doğu ve batı kanatlarındaki bölümler daha sonraki onarımlara aittir. Yapımda taş ve tuğlanın dönüşümlü olarak kullanışı bölgesel özelliği yansıtmaktadır. Cami diğer önemini avlusunda yer alan ve çeşitli yıllara ait olan mezar taşlarından almaktadır.

Pencerelerinde 18. yüzyıl süsleme sanatına uygun ince bir zevk ve süsleme göze çarpmaktadır. Doğu ve batı cephelerindeki pencerelerin yarı saydam renkli camları Türkiye’nin ilk cam fabrikasının üretimidir.

  Hala bu külliyenin imareti, hamamı ve hanı kullanılır durumdadır ve her gün 800 fakir insanın yemek ihtiyacı karşılanmaktadır.

   Manisa Akhisar ilçesi, Paşa Mahallesi, Tahtakale semtinde bulunan bu camiyi, Sarı Ahmet Paşa 1469 yılında yaptırmıştır.
    Geniş bir meydan ve çarşı ortasında bulunan bu camiden Evliya Çelebi de söz etmiştir. Cami kesme taş ve tuğladan yapılmış olup, dikdörtgen planlıdır. İbadet mekânının ortasını örten merkezi kubbe sütunlar üzerine pandantiflerle oturmuştur. Kubbenin yüksek bir kasnağı bulunmaktadır. İbadet mekânı altlı üstlü ikişer sıra pencere ile aydınlatılmıştır. Alt sıra pencereler dikdörtgen söveli olup, üst sıra pencereler alçı şebekelidir. Caminin minare kaidesi oldukça yüksek olup, üst örtüye kadar çıkmaktadır. Bunun üzerinde Türk üçgenlerinden yuvarlak gövdeye geçilmektedir. Minare tek şerefeli ve yuvarlak gövdelidir.
   Giriş kısmı revaklı, Osmanlı sanatını yansıtan bir mimariye sahiptir. Sütunsuz kemerler üzerine oturmuş tek bir kubbesi bulunan caminin, diğer camilerden farklı bir özelliği, biri sağ diğeri sol tarafta olmak üzere iki namazgâhının olmasıdır. Doğu ve batı kanatlarındaki bölümler daha sonraki onarımlara aittir. Yapımda taş ve tuğlanın dönüşümlü olarak kullanışı bölgesel özelliği yansıtmaktadır. Cami diğer önemini avlusunda yer alan ve çeşitli yıllara ait olan mezar taşlarından almaktadır.
Pencerelerinde 18. yüzyıl süsleme sanatına uygun ince bir zevk ve süsleme göze çarpmaktadır. Doğu ve batı cephelerindeki pencerelerin yarı saydam renkli camları Türkiye’nin ilk cam fabrikasının üretimidir.
     Değişik dönemlerde yapılan onarımlarla iyi bir durumda günümüze gelmiştir. Caminin yanında Paşa Hamamı bulunmakta olup, halen işlevini sürdürmektedir.

KAYNAK: MANİSA CAMİ VE MESCİTLERİ