22 Kasım 2024
Özel Mekanlar

YORGO SEFERİS EVİ – URLA / İZMİR

Yorgo Seferis 1900 yılı Urla doğumlu , Nobel edebiyat ödülü almış Yunanlı şair ve yazardır. 14 yaşına kadar yaşamı ve ilk öğretimi Urla’da geçmiş. Birinci Dünya savaşı başlayınca ailesiyle birlikte Atina’ya göç ederek orta öğrenimine orada devam etmiş. Hukuk eğitimi almak için Paris’e giden Seferis öğrencilik yaşantısını Fransa ve dil öğretimi için gittiği İngiltere’de tamamlar. Başarılı bir avukattır. Fakat o daha çok dış işlerinde görev almayı ve edebiyat çalışmalarıyla uğraşmayı düşünmektedir. Yunanistan Dışişleri bakanlığına başvurusu kabul edilince, Türkiye başta olmak üzere pek çok ülkedeki elçiliklerde önemli görevler üstlenir.

Yorgo Seferis’in yazılarında Urla’da geçen çocukluk dönemi ile mübadelenin izlerini görmek mümkün. Fakat onu en çok etkileyen olay, 1922 de Anadolu’da Yunan ordularının yenilmesi ve çocukluğunun geçtiği şehir olan İzmir’in yakılmasıdır. Şiirlerinde sık kullandığı ‘’öteki yaka’ ‘öteki yaşam’’ ‘öteki dünya’’ kelimeleri hep bu bilinç altında kalan izlerin yansıması olarak değerlendirilir.

Yunanistan’da çağdaş ve yenilikçi dönemin en büyük ustalarından birisi olarak kabul edilen Seferis 1963 yılında Nobel edebiyat ödülünü almış, 1971 yılında ise Atina’da Vefat etmiştir.

Türkiye ile ilgili olarak yazdığı ‘Kapadokya Kaya Kiliselerinde üç gün’ adlı anı ve gezi kitabı Yapı ve Kredi Bankası tarafından yayınlandı. Yazılarında mitolojik öğeleri kullanmayı seven yazarın mitoloji konusunda yazılmış kitapları da bulunuyor.

2000 yılında Yorgo Seferis’in 100. Doğum yılı olması nedeniyle çocukluk dönemlerini geçirdiği yazlık evi restore edilerek butik otele dönüştürüldü. Bir müze görünümündeki bu küçük ve sevimli oteldeki eşyalar mümkün olduğu kadar o dönemlerde kullanılan mobilyalardan oluşturulmuş.

Seferis’in 1940-55 yılları arasında Seyir Defteri, Ardıç Kuşu ve Denemeler adlı kitapları yayınlandı. Bu çalışmalarında yalnız edebiyatla değil, tarih, ve felsefe ile ilgili görüşlerine de yer vermiş. Bunlardan başka şiir, deneme ve anılarından oluşan bir yapıtı da dilimize ‘Üç Kırmızı Güvercin’ adıyla çevrildi.