ŞEYH HACI İBRAHİM TEKKESİ – HAVADAN KÖYÜ – DEVELİ / KAYSERİ
Yeri: Kayseri ili, Develi ilçesi, Havadan Köyünde bulunmaktadır.
Bugünkü durumu: Herhangi bir amaçla kullanılmamaktadır.
Tarihi: 15.yüzyıl.
Kitabesi: Eserin kitabesi yoktur.
Plan ve mimari özellikleri: Şeyh Hacı İbrahim Tekkesi veya Manzumesi, Develi’nin 40 km. güneybatısındaki Havadan Köyü’nün 1,5 km. kuzeybatısında köyün mezarlık alanı içinde bulunmaktadır. Manzume yedi cepheli bir avlunun ortasına yerleştirilen sekizgen gövdeli kubbeyle örtülü türbe ile avlunun kuzeydoğu köşesine yerleştirilen ve köylülerce aşhane olarak adlandırılan mekân, avlunun dışında güney tarafta bulunan avlulu mescid ile bu mescidin batı duvarına açılmış bir kapıdan girilen kübik gövdeli kubbeyle örtülü türbeden oluşmaktadır. Yedi cepheli avluya doğu cepheden çıkıntı yapan eyvan kuruluşlu bir kapıdan girilmektedir. Bu kapı, kuruluşu bakımından İncesu Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Kervansarayının kışlık bölümünün taç kapısına benzer. Duvarların yüksekliği, arazinin kuzeyden güneye doğru meyilli olmasından dolayı kademelendiğinden her yerde aynı değildir.
Avlunun güney tarafına toplanacak suyu dışarı boşaltmak için duvara iki adet çörten yerleştirilmiştir. Avlu duvarının güney, güneydoğu, güneybatı ve batı cephelerine birer pencere açılarak dışarıyla irtibatlandırılmıştır. Avlunun kuzeydoğu köşesinden çıkıntı yapan ve aşhane olarak bilinen birim, yaklaşık kare ölçülerde bir mekândır. Aşhanenin batı cephesine bir kapı ve kapının iki yanına sekizgen birer pencere açılmıştır. Kapı ve pencerenin lento ve söveleri yekpare taş bloklardandır.
Pencere lentoları dilimli kemercik biçiminde kabartılmış ve alınlarına çark-ı felek motifleri işlenmiştir. Aşhanenin kuzey duvarı ortasına bir ocak ve bu ocağın iki yanına birer dolap nişi açılmıştır. Bu nişlerin benzerleri doğu ve güney duvarda da bulunmaktadır. Aşhanenin üst örtüsü düz toprak damdır. Bu mekân dolap nişlerine bakılırsa sadece mutfak mekânı olmayıp, konaklamaya mahsus misafirhane olarak da işlevlendirilmiş olmalıdır. Avlu ortasında yer alan sekizgen türbe, manzumenin en sağlam ve anıtsal yapısıdır. Kare kaide üzerine sekizgen gövdeli ve içten ve dıştan kubbe ile örtülüdür.
Türbenin mumyalık kısmı yoktur. Diğer yapılardan farklı olarak bej, gri ve kırmızı renkli taş malzeme kullanılmıştır. İnşa kitabesi olmayan türbenin doğu cephesine açılan giriş kapısının sağ ve sol üst köşelerindeki üzengiler ve kapıyı çevreleyen izlerden, kapı önünde muhtemelen tonozla örtülü bir giriş mekânı olduğu anlaşılmaktadır. Türbenin batı, güneydoğu, güneybatı ve kuzey cephelerine birer pencere açılmış, pencerelerin bulunduğu yüzeyler pencere genişliğince duvar yüzeyinden çökertilmiştir. Pencere olmayan cephelerde, pencere açıklıkları genişliğinde birer düz yüzeyli pano düzenlemesi dikkati çekmektedir. Bu panoların üst kısımları da pencerelerde olduğu gibi sivri kemerli birer alınlıkla hareketlendirilmiştir. Kapının yer aldığı doğu cephe hariç bütün cephelerin üst bölümüne birer mazgal pencere açılmıştır.
Türbeni mihrabı beş cepheli bir nişe sahiptir ve mukarnaslı kavsarası yoktur. Bir sıra kaval silmeyle çerçeve içine alınmıştır. Türbe üzerini örten kubbeye geçişte atkı taşları kullanılmıştır. Kubbe, dıştan miğfer biçiminde sivri bir görünüşe sahiptir. Türbenin içinde duvarların kubbe başlangıcı seviyesinde 40 cm. boyunda tüm cepheyi dolanan ahşap levhalar bulunmaktadır. Bu levhalarda celi sülüs hatla işlenmiş Esma-i Hüsne yazılıdır. Yazıların işlendiği kartuşlar arasındaki dairesel madalyonlarda karanfil, gül, sümbül, lâle ve papatya gibi natüralist çiçeklerden oluşan demetler işlenmiştir.
Tekke olarak bilinen avlulu birimin güneyinde esas mescit binası bulunur. Mescidin doğu cephesine üst örtüsü olmayan bir giriş mekânı eklenmiştir. Bu bölümün güney duvarına açılan mihrap, kum saati başlık ve kaideli sütuncelerle sınırlandırılmıştır. Mihrap üstündeki blok taş, düz ve ters üçgen kabartmalarıyla süslenmiştir. Kuzey cephede ne amaçla yapıldıklarını bilmediğimiz yuvarlak kemerli iki niş bulunmaktadır. Esas mescid binası doğu-batı doğrultuda dikdörtgen bir binadır ve üzeri bugün yıkılmış olan sivri tonozla örtülüdür.
Mescidin doğu duvarına açılan taç kapısı, yanlarda kum saati şeklinde başlık ve kaideli
sütuncelerle sınırlandırılmıştır. Sivri formlu taçkapı kemeri bir sıra kaval silmeyle hareketlendirilmiştir.
Mescidin güney duvarı ortasına bir mihrap ve mihrabın iki yanına birer pencere açılmıştır. İç mekânda, duvarların kıtık harçla sıvandığı gözlenmektedir. Kuzey duvarda üst örtü olan sivri tonozu taşıyan kemerlerden ikisinin üzengileri günümüze ulaşabilmiştir. Batı duvara açılan kapıyla kare mekânlı türbeye geçilir. Üstü pandantiflerle geçilen kubbeyle örtülen türbede inşa malzemesi olarak kesme taşla birlikte moloz taş kullanılmıştır.
Süslemesi: Yapıda süsleme olarak aşhanenin pencere lentolarındaki dilimli kemercik kabartmalarıyla çark-ı felek motiflerini, türbe pencerelerinin alınlıklarındaki rozet kabartmalarını ve ahşap levha üzerindeki boyalı nakışları ve mescid bölümünde mihrabın iki yanındaki sütunleri ve geometrik bezemeli taşları sayabiliriz.
Malzeme ve teknik: Manzumenin bazı bölümlerinde moloz taş kullanılmışken, avlu ve içindeki türbede düzgün kesme taş kullanılmıştır.