DOĞAN ASLAN MESCİDİ – SİVRİHİSAR / ESKİŞEHİR
MÜLK KÖYÜ
Doğan Aslan Doğan Aslan (Emir-i Âlem Togan) Mescidi, Mülk Köyü, Sivrihisar, Eskişehir
II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in bayraktarı Doğan Aslan Bey tarafından 1247’de yaptırılmıştır. Sekiz dilimli kubbesi ve son cemaat yeri ile bölgedeki yapılardan farklı mimariye sahiptir.
Mülk Köyü Doğan Aslan Mescidi Mülk Köyü mezarlığının bulunduğu yığma tepe üzerinde, 105 numaralı pafta, 3257 numaralı adada yer alır. Ankara-Eskişehir yolundan geçerken görülür. Mülk Köyü, Salihli yakınlarındaki antik Sard şehri ile Mezopotamya’daki Sus şehrini bağlayan eski “Kral Yolu” üzerindedir. Banisi: Gıyaseddin Keyhüsrev 11. /1237- 1246)’nin bayraktarı, (Emir-i Âlem Togan) Doğan Aslan Bey olup Sadeddin Köpek’i öldüren kişi olarak bilinmektedir.
İnşa Tarihi: 1247
Kare planlı bir mescid ve enlemesine dikdörtgen planlı ve üzerinde kesme tastan tonoz bulunan son cemaat yerinden ibarettir. İbadet mekânı: 7.50 x 7.60m. Dış, 5.60 x 5.60 m. iç ebatlarındadır.
Son cemaat yeri yıkılmış olup ahşap ve marsilya kiremidi örtülü iken, kalıntılara göre orijinline uygun olarak 1994-1995 yılında Vakıflarca restore ettirilmiştir. Birinci bölümün güney duvarının ortasında, 2. bölüme geçişi sağlayan oldukça zengin ve geometrik süslemelerle çerçevelenmiş, bir taç kapı görülür. Kapının iki yanı sütuncelerle süslenmiş ve üstü düz atkı bir kemerle örtülmüştür.
Kare planlı 2. bölümün üstü kesme taştan, özensiz bir işçilikle örülmüş, sekiz köseli bir değirmi tonozla örtülmüştür Bu kısmın doğu ve batı cephesinde birer ve mihraba simetrik açılmış iki alt pencere ile ışıklandırılmıştır Kare planlı alt yapıdan sekizgen tonoz kaidesine geçmek için, köselerde içleri mukarnaslı bingiler kullanılmıştır.
Doğu ve batıda tonoz eteğinin üstünde dışarıya doğru daralan birer üst pencere bulunmaktadır. Cümle kapısının üstündeki 6 satırlık Arapça kitabe şudur:
1- Bismillahirralımanirrahim Ve bihi rıes- tein-ü
2-Buniye hazihiî mesdd-ul mübarekli ahd’is sultan’il a’zam-i
3-Izziddüınya ve’ddirı-i ebil feth-i Keykavus ibn-i Keyhüsrev ibn-i
4-Keykubad ibn-i Keyhüsrev Kasım-ı Emir’il miiminin’e ve zıll’illahifi’l âlemine
5-Halled Allah-u mülkehu ve neşere fiî hafikin-i rayetehu lisahibihi Doğan Aslan
6-Mir-i âlem ibn-i mir (ishak) gafer Allah-u fi cumad-il ahiret-i senet-e ve hamsin ve erbain-e sitte miet-in
Açıklaması
Bağışlayan ve esirgeyen Allah adı ile Bu kutsal mescid, Müslümanların emiri ve yeryüzünde halifenin vekili, Keyhüsrev’in oğlu Keykubad’ın oğlu Keyhüsrev’in (2. Keyhüsrev) oğlu dinin ve dünyanın izzetlisi (şeref ve mertebe sahibi) fetihler babası, ulu sultan Keykavus, Allah onun ülkesini sonsuza dek var etsin ve sancağını bütün dünyada dalgalandırsın. Sahibi emir (İshak?) oğlu bayraktar Doğan Aslan tarafından yaptırıldı, Allah günahlarını bağışlasın. Yıl Cumada 11. 645 / 1247 Ekim ayı (Bu köyde oturan yaşlılar mescidin ortasında bulunan sandukayı ve mezarı mescit girişinin sağ tarafına geriye aldıklarını beyan etmişlerdi Mescidin son cemaat kısmı restorasyondan evvel ahşap hatıllı ahşap örtülü idi.
Bu eser hakkında değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Neşet Çağatay:
“a- Selçuklu eserlerindekinin aksine cümle kapısı çok sade iken, 2. bölümün kapısı adeta bir portal niteliğindedir,
b- XIII. yy. ortalarına kadar Selçuklu devri yapılarında, alt pencere ya hiç bulunmaz yada seyrek bulunur iken, burada küçük boyutta olsa da 6 pencere bulunuyor.
c- Selçuklu eserlerinde duvarların üstünü sınırlandıran silme; kirpi saçaklı, mukarnaslı, iç bükey yada S profilli iken burada pahlı silme örneği bulunmaktadır” dedikten sonra her iki bölümün üst örtülerinin birbirine rahat bir şekilde bağlanamaması, 2. bölümü daha önce yapılmış olup birinci bölümün sonradan buna eklendiği düşüncesini hatıra getirebilir” diyor.
Eserin bir taşra eseri olarak işçilik kalitesinin düşüklüğünü beyan ediyor. 1960’lı yıllarda zikri geçen eseri ziyaretimde, 2. bölümün ortasında bulunan sandukayı, namaza mani olmaması için, bu bölümde giriş kapısının sağına aldıklarını, köylüler ifade etmişlerdi. Bu sebeple mescid anıt mescit, havası taşımaktadır.
Erol Altınsapan’a göre: Kitabedeki “mescid-i mübarek” kelimesi, yapının işlevini açıkça ifade etmekte, bütün bu özellikleri ile mescid, sekiz dilimli kubbesi ve son cemaat yeri ile bölgedeki yapılar içinde tek örnektir.
Sonuç: Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan restorasyonda, eski silmelerden farklılık arz eden (malzeme, görünüş ve renk bakımından) pahlar ve giriş alınlığında, adeta biriket havasında konulan düzensiz taşlar ve üzerindeki silmelerin eserin havasını bozduğunu ifade etmeliyim.
Kaynak: Sivrihisar Kültür ve Haber Portalı