19 Nisan 2024
Ören Yerleri

AFRODİSYAS AGORA / AYDIN

Agora İ.Ö. 1. yüzyılda planlanmış ve yapımına başlanmıştır. Odeonun güneyinde yer almaktadır. Özgün yapının etrafı çepeçevre sütunlarla çevriliydi. Bugün batı ve doğu köşelerindeki ion tarzı başlıklar taşıyan sütunların bazıları ayakta kalmışlardır. Kavak ağaçları ile yan yana ve onlarla yarışırcasına gökyüzüne tırmanan bu sütunlar tiyatronun üzerinden bakıldığında rahatlıkla görülebilir.

M.Ö. 1 yy.ın sonlarında yapılan bu Pazar yeri aynı zamanda, popüler bir toplantı yeri olarak kullanılmıştır. Doğu-batı doğrultusunda 200 metrelik mesafede sütunlu bir girişi vardır ve İon tarzındaki iki uzun portikodan oluşur. Kuzey ve güzeyde yer alan bu iki uzun portikodan, kuzeydekinin yapımına, güneydeki karşılığından daha önce başlandığı sanılıyor. Güneyin sütunlu girişi Tiberius’un girişi olarak bilinir. Sistematik eski araştırmalarda 1937 kazılarında İtalyan takımı oldukça değerli şerit şeklinde süsler çıkardılar ve Tiberius İmparator’unun övgü yazıtları ortaya çıkarıldı. Son yıllardaki kazılar kuzey bölgede Hadrian Banyoları’nın batısında ve agora kapısının güney doğusunda yürütüldü ve çok fazla sayıda yetenekli talaş yontucuları ve oymacıları ortaya çıkarıldı. Çoğu kabartmalar kutsal ya da bireysel portrelerle çevrili çelenk maskeler ve mitolojik dekorlar içeriyor. Agora’nın anıtsal kapısı Tiberius’un sütunlu girişi sonlarının doğusunda yer alır.

1937 yılında Tiberius portikosunda yapılan çalışmalarda, frizlerden bazılarında, İmparator Tiberius’un onuruna yazılmış bir ithaf yazıtı ortaya çıkartılmış ve bu portikonun agoranın bir bölümü olduğu anlaşılmıştır. Sütunların üzerinde kadın, erkek ve kutsal kişilerin yüzleri ile süslenmiş çok sayıda friz blokları da ortaya çıkmıştır.

Bulgular ve analizler neticesinde kuzey sütunun sırasının 1. yy.ın ilk yarısında tamamlandığını gösterir. Fakat bu sıranın batı ucu deprem neticesinde 2. yy.da onarılmıştır.

Agora Agoranın doğu ucunda yer alan agora kapısı, 2. yy.ın hemen sonrasında yapılmıştır. İki katlı, sütunlu, nişli bu kapının her iki ucunda tonozlu iki tünel yer almaktaydı.

Depremlerden sonra bu kapı, agorayı sellerden korumak amacıyla bir çeşmeye (Nympheum) çevrildi. Önüne bir havuz yapıldı ve suların bu havuza akmasını sağlamak amacıyla pişmiş toprak künkler döşendi. Havuzun üzerindeki yazıttan anladığımız kadarıyla bu değişim 5. yy.a tarihlenir (Yani 4. yy depremlerinden sonra).

Agora kapısının nişlerini süsleyen çok sayıda heykel ve rölyef, havuzun duvarlarının yapımında kullanılmıştır. Kentauramachia, Gigantomachia, Amazonamachia bu sahnelerden bazılarıdır.

Agora kuzey tarafından küçük bir giriş binasıyla odeona bağlanmaktadır. Agoranın tam ortasından bir havuz yer almaktadır. Doğu tarafında söveleri ve lentosu ayakta kalmış giriş yer alır.

Bir yanıt yazın