20 Nisan 2024
Kaplıcalar

GÜZELLİK ILICASI – BERGAMA / İZMİR

     İzmir ili Bergama ilçesine 4 km. uzaklıkta bulunan bu ılıca, Pergamon Kralı Eumenes zamanında kurulmuştur. Tarihte Eskülap Banyoları ismi ile tanınan bu kaplıcada Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın Bergama’yı ziyaretinde yıkanarak şifa bulduğu söylenmektedir. 
Kaplıcada kubbeli hamamı ve iki mermer havuz bulunmaktadır. Kaplıca 1986 yılında yeniden yapılanmış ve çevresine turistik tesisler yapılmıştır. Kaplıca suyunun sıcaklığı 35 derece olup, sodyum bikarbonat ve sülfat içermektedir. 
Yüksek radyoaktivite içeren kaplıca suyu romatizma, nefralji ve kalp rahatsızlıklarına iyi gelmektedir. Ayrıca kaplıca suyunun yağlı deriler ve seboraik deriler üzerinde hücre yenileyici özelliği olduğu da söylenmektedir.

GÜZELLİK ILICASI

Galenos ilaçlı tedavi yöntemlerinin yanında termal tedavi yöntemleri de kullanmıştır. Dünyanın ilk telkinle tedavi hastanelerinden biri Asklepion’dur. Yakınında yer alan Kleopatra Güzellik Ilıcası, sıcak suyla tedavi amacıyla antik çağlardan beri kullanılmaktadır. Anadolu’da ilk kaplıca tedavisinin Bergama’da MÖ 400’lü yıllarda başladığı bilinmektedir.

Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın bu kaplıcada yıkandığı ve dillere destan güzelliğini borçlu olduğu düşünüldüğünden ılıcanın adının Kleopatra olduğu söylenmektedir. Kaplıca, suyunun içerdiği minerallerin cilt hastalıklarına iyi geldiği, özellikle de cildi gerginleştirdiği için “Güzellik Ilıcası” denmektedir.

ÇİRKİN ÇOBAN KIZI NASIL GÜZELLEŞTİ?

Çoban kızı önceleri çirkin mi çirkinmiş. Sivilceli, yaralı bereli bir cildi varmış. Öyleyse bu kızı, Mısır kraliçesi ve kâinat güzeli Kleopatra neden kıskanmış? Çünkü bu çoban kızı koyun güderken bir pınarın oluşturduğu gölcükte sıcacık sularda yıkanır, paklanırmış. Günler günleri kovalarken, çilleri yok olmuş, cildi ipek gibi, kaşı gözü yerine düşmüş. Irmak saçlı, kara kaşlı, kirpikleri nakışlı güzeller güzeli bir kız olmuş. Çoban kızının güzelliği duyulmaya başlamış, Derhal kızı saraya çağırtmışlar. Kraliçe güzelliğinin sırrını sormuş. Utangaç çoban kızı, “hiç” demiş. Bunun üzerine kraliçe, çoban kızını izletmiş. Kız sabah, öğle, akşam kuzularını güttüğü yamacın eteğindeki buhar çıkan sıcak suda yıkanıp dökünüyor. Hemen koşup çoban kızının güzelliğinin gizemini açıklamışlar. Kraliçe bunu duyar duymaz çıkıp gelmiş, adamları büyük bir çadır kurmuşlar ve kraliçe günde üç kez bu sularda yıkanmış. İnanamamış, cildi pırıl pırıl, yüzü gözü ışıl ışıl olmuş. Üstelik sağlık esenlik kazanmış, yanakları al al olmuş. Sonra buraya ılıca yaptırıp adına da “güzellik ılıcası” demişler. 

Bir yanıt yazın