29 Mart 2024
Camiler

SİVRİHİSAR ULU CAMİ – ESKİŞEHİR

   UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan Sivrihisar Ulucami Selçuklu döneminden günümüze ulaşan Anadolu’nun nadir ahşap direkli camilerinin en büyüğüdür.

    77 Diyarın 67 direkle tuttuğu saf, Horasandan İstanbul’a uzanan bir cem hikâyesi, Sivrihisar’ın Ulu Camii. Kılıç Mescid camiinden minber, hayır hasenat ile minare, Konya’dan Mevlana, İstanbul’dan Hızır bey, Horasandan Hasan bin Mehmet’in safının omuzunda yüz yıllara meydan okuyor.

     8 Asırlık Ulu Cami Aynı anda 2500 kişinin ibadet edebileceği Sivrihisar Ulu Cami, Selçuklu döneminin şaheser yapıtlarından günümüze ulaşan Anadolu’daki en büyük ahşap direkli camilerin nadir örneklerinden biridir. İlçenin merkezinde, kapladığı alan ve diğer özellikleri ile ULU kelimesi bu eserde tam anlamını bulmaktadır.

    Selçuklu döneminden günümüze ulaşan Anadolu’nun en büyük ahşap direkli camisidir. Şehrin merkezinde, kapladığı alan ve diğer özellikleri ile ulu kelimesi bu eserde tam anlamını bulur. Caminin en eski kitabesi 1231 -32 tarihini taşımaktadır. İlk yapının banisi Sivrihisarlı kadı Leşker Emir Celaleddin Ali Bey’dir. Yapı, bugünkü biçimine 1274 tarihinde Mevlana Celaleddin Rumi’nin müritlerinden ve III. Gıyaseddin Keyhüsrev’in naiplerinden Mikail bin Abdullah (Emineddin Mikail)tarafından kavuşmuştur. Fatih Sultan Mehmet dönemi kadılarından, İstanbul’un ilk Kadısı Hızır Bey bu camiyi 1440 yılında onartmıştır.

    Sivrihisar Belediyesinin 2015 yılında yapmış olduğu başvuru sonucunda alınan kararla UNESCO Dünya Mirası geçici listesine eklendi.

    Ulu Cami 1485 m2’lik bir alana kuruludur. Çatısını 67 adet ahşap direk taşımaktadır. Bu direklerin 19 tanesinin üzerinde mermer sütün başlığı vardır. Direklerden altı tanesinin üst bölümleri rozet, palmet, geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiştir. Direkler üzerinde Bizans dönemine ait başlıklar da kullanılmıştır. Kalın direklerden dört tanesi zamanın özgün ağaç oymacılığı ile işlenmiş olup, bu direklerin alt ve üst tarafında mermerden oyma işçiliği uygulanmış sütun başlıkları vardır.

    Dört giriş kapısı bulunan caminin duvarları kesme ve moloz taşla örülmüştür. Caminin sağ ve sol kanadı üzerinde kitabeler bulunmaktadır.

SİVRİHİSAR ULU CAMİ MİNBERİ

    Minberi ise bir sanat şaheseridir. Anadolu Selçuklularının en dikkate değer minberlerindendir. El işçiliği Horasanlı İbn-i Mehmet tarafından, çivi kullanılmadan geçme (Kündekari) yöntemiyle yapılmıştır. Ceviz ağacından yapılmış olan minber, ileri doğru fırlamış geometrik bölümler içinde Rumi ve palmetlerle ince işlenmiş dolgular ve ajurlu korkuluk ve şebekeleri ile Selçuklu ağaç işçiliğinin kıymetli eserlerindendir. Minber, 1924 yılında Kılıç mescit camisinden getirtilmiştir. Cami içerisinde, oyma tekniği ile yapılmış dolap kapakları da bulunmaktadır.

    Kapısında Ayet-el Kürsi işli olan minberin kapı kanatları kapandığında, sivri kemer oluşturan bir şeritte taçlandığı görülür. Üzerindeki kitabesinden ebcet hesabı ile 1245 tarihinde yapıldığı anlaşılıyor.

    Sivrihisar Ulu Camisinin en dikkat çeken özelliği içteki ahşap direkleridir. Kirişleri taşıyan bu direkler iç mekânı mihraba paralel altı sahıha ayırmaktadır. Cami içte toplan 67 ahşap direkle Anadolu’daki bu tarz camilerin en büyüğüdür. Direkler, ardıç ve sarıçam cinsi ağaçlardan olup, bazı antik başlıklar kaide yapılıp üzerine oturtulmuştur. Düz ağaç başlıklar yanında Pessinus’tan getirildiği kanaati yaygın olan çeşitli antik başlıklar da kullanılmıştır.

    Sade bir iç mekân anlaşışına sahip caminin güzel ve özgün süslemeleri de bu direklerin üzerinde bulunmaktadır. Tümü Orta Asya çadır mimarisi görünümündedir. Doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlı yapının harimi enlemesine yöneliş gösteren basit tip dedir. Sahınlar birbirinden ahşap sütunlara bindirilmiş kirişlerle ayrılmıştır. Kirişler arası uzanan yuvarlak döşemelerin, ahşap kaplamaları üstten yapılmıştır. Minber ve mihrap karşısında üç, onun arkasında bir ve çarşı çıkısında iki direk (kısmen sade olsa bile) olmak üzere altı direğin orijinal kaldığı görülmüştür. Bunların üst kısımları, zengin oyma ve kabartmalarla süslenmiş (mihrap önü direkte) yer yer pirinç baklava dilimi levhalar çakılmış, yeşil ve siyah kalem işleri ile boyanmıştır.

   Çatısının ortalarında küçük bir aydınlatma kubbesi (fener) yapılmıştır. Aynı zamanda Caminin havalandırılması çatı ortasında bulunan bu fener ile sağlanmıştır. Zemini tahta ile kaplıdır. Zemin yapılışında yarma tabir edilen teknikle yapılmış, tahta ile kaplı iken restoresinde geçmeli taban tahtası kullanılmıştır.

    Direkler temele kadar devam eden taşlar üzerine oturtulmuştur. Caminin rutubete karşı korunması için zemin ile taban tahta arasında 150 cm’ye varan boşluk bırakılmıştır.

SİVRİHİSAR ULU CAMİ MİHRABI

Cami Mihrabı Ulu Cami mihrabının alçı karışımı tezyinatla süslü oluşu ve yapımında kullanılan malzemeye bakılacak olursa XIV.- XV. yüzyıl Osmanlı Mimarisine ait olduğu anlaşılır. Mihrab, kalıplama tekniğinde alçı süslemelidir. Kuzeydeki taç kapı karşısında kıble duvarında iki pencere arasında çıkıntı teşkil eder. 1440 tarihinde Hızırbey tarafından yaptırılan onarımda konulan Mihrab, sathi mukarnaslı alçıdan yapılmıştır. Mihrabı çevreleyen en dıştaki birinci şeritte sülüs karakterde yazı, ikinci şeritte ise üzüm salkımları ve dallarından oluşan bitkisel motifler, üçüncü şeritte geçmeli beşgenlerden oluşan beş ve on kollu yıldız motifleri yer alır. Mihrap nişinin iki yanında yer alan sütünceler balıksırtı motiflidir.

ULU CAMİ MİNARESİ

    Ulu Cami Minaresi yapının güney cephesi üzerinde köşede yer alır. 1409 yılında (Caminin yapılışından 139 yıl sonra) Osman oğlu Hacı Habib tarafından yaptırıldığı, kitabesinde yazılıdır. Minare kaidesi iri mermer bloklarla yapılmıştır. Kaidenin üstü tuğla hatıllı, kesme taşlı sekiz köşelidir.

    Minare basamakları ardıç ağacından ahşap olarak yapılmış, gövde tuğladan örülmüştür. Şerefe altındaki petek, Selçuklu tuğla isçiliğinin nefis örneklerindendir. Şerefeden sonra baca üzerinde külahın altında minare yapılırken konulmuş bir sıra camgöbeği mavisi çini bulunmaktadır.

SİVRİHİSAR ULU CAMİ MİNARE KİTABESİ

Kitaba şöyledir:

Bena hazihil minaretül şerife el mübareke Sahib-ül hayrat Hacı Habib bin Osman,

Fi evail Recep sene esna ve asere ve semani mieh Receb 814/1409 /

Bu mübarek minare-i şerife hayırlar sahibi Osman oğlu Hacı Habib tarafından bina edildi. Receb başlarında H. 814/1409 M. (Not: eva il- birinci gün değil çoğul olup evvelini ifade eder)

SİVRİHİSAR ULU CAMİ GİRİŞ KAPILARI

Duvarları kesme ve moloz taşla örülmüş olan caminin sağ ve sol kanadı üzerinde kitabeler bulunmaktadır. İlk yapılışında dört giriş kapısı bulunan caminin Musalla kapısı, 2013-2015 yılı restorasyonunda pencere haline getirilmiştir

1. KUZEY GİRİŞ KAPISI:

    Mihrap karşısında olup en eski kitabeyi taşımaktadır. Kapı girişinin sağ ve solunda cami zemininden bir metre yüksekte bulunan ve son cemaat mahalli vazifesi gören bu kısma, kadılar safı denir. Bugün müezzin mahfeli buradadır. Bu safın üzerinde ve caminin batı yönü boyunca uzanan kadınlar mahfeli olarak da kullanılan sermahfel vardır. Bu mekâna üç ayrı yerden tahta merdivenle çıkılır.

   Essultani–Cedede hazihil imaretül mescid-ül mübarek

fi nevbeti el abd-ül zaif Mikâil Bin Abdullah ahsenallahü evakıbehu

fi sene selase ve seb’in ve sitre mie (673/1474)

Sultan adına bu kutsal imaret mescidi Allah’ın aciz kulu “Allah akıbetini hayır etsin” Abdullah oğlu Emineddin Mikail’in görevi sırasında 673/1474 yılında yenilenmiştir.

2. BATI GİRİŞ KAPISI (ÇARŞI PORTALI):

    Çarşı meydanı şadırvan tarafından, önceden taş kemerli bir girişten, sağ tarafı eski müftülük binası ve musallanın bulunduğu boşluk, sol tarafı ise tuvalet ve abdest almak için muslukların yer aldığı avluya girilirdi. 2015 yılında yapılan restorasyondan sonra batı kapısının avlu ve girişi kaldırılıp, etrafı açık olarak kalmıştır. Tuvaletler ve abdest alma yerleri Alemşah kümbeti yanına yapılmıştır.

Karşıda üzeri siperli portal, mermer taç kapının ahşap sağ kanadında ve devamla sol kanadında

  Ve ennel mescidallahü – felatedu meallahüahad 1457/1841 M (Kur’an-ı Kerim cüz 29 -sure. 72. 18) /

 (Muhakkak mescidler Allah içindir- Allah birdir kimseyi O’na ortak koşma.) yazılıdır. Ulucami’nin kuzey kapısı ile bu kapı benzerlikler arz etmektedir.

3. DOĞU GİRİŞ KAPISI:

   Caminin doğu portalı da ahşap kasalı ve ahşap kapılıdır. Bu kapının en üstünde bir kitabe ve yanında Mikâil denilen kanatlı sitilize bir resim yer alıyor.

KİTABENİN OKUNUŞU:

1. Tamir kitabesi

1-Ümmire hazel-cami el mukaddem fi devlet-i effar-is sultan el ümem

2-El nıelik el adil sultan Murad min Al-i Osman muvaletin niam

3-Fağlebelıu Hızır bin Celal halled- Allah-ü bi latif-i itam

4-Fi Âmine es salis ve’l-erbain bad-ı sema- niye miefahtetim /

    Hizmete giren bu cami, Müslümanların sultanı devletin iftiharı Nimetleri devam eden adaletli melik, âlî Osman’dan Sultan Murad’ın saltanatı esnasında; Allah lütfunu devam ettirsin; zamanın övüncü Celâl oğlu Hızır’ın üstün yardımı ile imar edildi. Allah camiyi afetlerden emin kılsın 843H/1439-40 M. de son buldu.

  ALTTAKİ KİTABENİN OKUNUŞU:

(2. tamir kitabesi)

1- Eyle ya rab vakfı rahmetine sencedir. Ba hem imam hatip hem cemaati cümleten. Mükerri han olalar, galleti züpte dediler.

2- Bezl-i sayederler cümle cedid idüp tecdidine Kimi malen kimi say’en lahavle illa bin nasr Vakıfıyiisemma evvelki Emineddin Mikail ide hamiyet ana Mevla şefii ola (…..)

3- Sıdk-ı safa ile (…) eyle dua oku tarihi, zikrııllah oldu dai tecdid-i camii kebir. Da camii kebir tecdid-i bihidayeti rabbül muin. Bina sahibi hayr-i bi malil hayri malil (…) ziirriyeteyn

4- (….) Emeltü tarihen lehli min Kıır’an- ı mübin (…) ni’me davul muttakıyn. Fi senetihi ısney ve tis’ine miete ve elf 1192/1778 /

   Yarabbi bu vakfı bağışlayana rahmetini ihsan eyle. Bu vakıftaki imam, hatip ve cemaatin hepsine hususiyetle rahmet eyle. Tekrar tekrar ikram olunalar. Bu işi yenilemek için gayret etsinler. Kimi mal, kimisi bedenen bu çalışmayı Allah’ın kudreti ile yaparlar. Bunu vakfeden ki, Eminüddin Mikail’dir. Mevlâ ona hamiyet eylesin. Mevlâ yardımcı oldu ihlâsla dua oku. Allah’ı anmak oldu, onun meşguliyeti. Cami-i Kebir’in yenilenmesindeki gaye bu hayır sahiplerinin Allah’a olan imanlarının kuvveti iledir. Arzu ve emelim Kur’an-ı Mübin’in Allah; inananların sonları ne güzel oldu. Sene 1778

4. KADINLAR (KADILAR) MAHFELİ DIŞ KAPISI:

   Sırf hanımlara ait dış kapıdır. O da özel günlerde kandil ve bayramlarda cemaatin geliş ve dağılımlarında kadın erkek karışmasını önlemek için kullanılırdı. Bu kapının girişe göre solunda abdest almak için, suyu acı bir çeşme vardı. Kadınlar (Kadılar) mahfelinin doğu güney köşesini işgal eden ve kadınlar mahfeline derin bir sivri kemer altındaki iki kanadı bir kapı ile bağlı bulunan ve keza batı kısmı aynı şekilde kemerli, üzerleri kubbeli, doğuda kapısı, güneyde penceresi bulunan bir bölüm vardır. Sölpük Mescidi denen bu bölümün Emineddin Mikail, daha sonra Hızır Bey Kütüphanesi olduğu bilinmektedir.

5. MUSALLA KAPISI (MİHRAP DUVARINDA):

Minareye yakın bu kapı, eskiden musalla (meyyit) taşı caminin güneyinde ve bu kapı önünde cadde üzerinde olduğundan, cenaze namazı için kullanıldığı, musalla taşının, doğu kapısı girişindeki yere taşınması ile de özel günlerde: bayram namazlarında olduğu gibi; kullanıldığı rivayet edilir. 2013-2015 yılı restorasyonunda pencere haline getirildi.

KAYNAK: SİVRİHİSAR BELEDİYESİ